Kır at der ki ben atların başıyım
Ağalar elinde gezer tavus kuşuyum
Issız viranede can kurtaran kişiyim
Topların sesini duyduktan geri
Üzengi böğrüme değdikten geri
Yağız at da der ki bağlaman beni koruya
Üstüme binen yiğidi Allah koruya
Gidersem ileri dönmem geriye
Bir kere başımı koyduktan geri
Topların sesini duyduktan geri
Üzengi böğrüme değdikten geri
Dor at da der ki ben donumu satarım
Üstüme binen yiğidi alır atarım
Başım sıkıya gelirse ejderhayı yıkarım
Topların sesini duyduktan geri
Üzengi böğrüme değdikten geri
Al at da der ki nice olur halimiz
Cinsimizden çatal olur dilimiz
Girersek kavgaya çıkar ölümüz
Topların sesini duyduktan geri
Üzengi böğrüme değdikten geri
Kula at da der ki at koymadım koğuşta
Ne de onbaşıda ne de çavuşta
Ne de düğün ne de bayramda
Topların sesini duyduktan geri
Üzengi böğrüme değdikten geri
Kötü kısrak da der ki
Ağamı öldürür kanını içerim
Yönüm samanlığa döndükten geri
Topların sesini duyduktan geri
Üzengi böğrüme değdikten geri
***
Ahmet Şükrü Esen "Anadolu Türküleri"
adlı kitabında türkünün çeşitlemesini şu şekilde
aktarıyor, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları,
Emel Matbaacılık, 1986 - Ankara, s.162-163
Doru atı dersen de beşinde
Çifte tabanca eğer kaşında
Üç beş ahbap yanı başında
Haykırdıkça artar ünü dorunun
Üstüne binince de alemler
Kavgayı görünce kulak kalemler
Sağa köpük sola selamlar
Haykırdıkça artar ünü dorunun
Üstüne binenlen Ali dir Ali
Kavgayı görmeyeli del olduk deli
Sahibi şehit düşmüş doru yaralı
Kanı ılgıt ılgıt akar dorunun
Doru at der ki ben donumu satırım
Kaçtığımdan kurtulur koduğuma yeterim
Sıkıştırınca küheylanı tutarım
Dizgini kavrayıp vurduğum zaman
Al at der ki soyumuzdan olur alımız
Çatal olur cinsimizden dilimiz
Kavgayı görünce sağılır ölümüz
Dizgini kavrayıp vardığım zaman
Abeş at der ki ben mertlerim
Kızılırmak ı birden atlarım
Üstümdeki yiğit ile bile çatlarım
Dizgini kavrayıp vardığım zaman
Yakaz at der ki beni bağlaman koruya
(Yağız at der ki beni bağlaman koruya olmalı)
Kavgayı görünce dönmem geriye
Üstümdeki yiğidi Mevlam koruya
Tüfengin tütünü söndüğü zaman
Kırat der ki ben atların başıyım
Gözü kanlı yiğitlerin kuşuyum
Dar yerlerde can kurtarmış kişiyim
Özengi böğrüme geldiği zaman
Kötü at der ki ben de naçarım
Sıkıştırınca düz ovada tobağayı geçerim
Üstümde öldürür kanın içerim
Özengi kamrığıma değdiği zaman |